“`html
Washington Post, Türkiye’nin Sürgündeki Muhalifleri Hedef Alma Stratejisini Eleştiriyor
ABD’nin önde gelen gazetelerinden Washington Post, Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın Türkiye’ye yaptığı ziyaretin ardından, Greg Miller imzasıyla “Türkiye, sürgündeki muhalifleri hedef almak için 11 Eylül sonrası terörle mücadele modelini kullanıyor” başlıklı bir analiz yayımladı.
Bakan Blinken, Suriye’nin Esad yönetimi sonrasındaki konuları görüşmek üzere Ankara’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile bir araya geldi. Gerçekleşen bu görüşmenin ardından, Türkiye’nin terörle mücadele kapsamında kararlılığını yineleyerek taviz vermeyeceğini duyurdu.
Washington Post’un makalesi, Blinken’ın Türkiye’deki görüşmelerinde arzuladığı sonuçları elde edemediğine dair yorumlara yol açtı. Zira, makalede Türkiye’deki FETÖ’nün terör örgütü olarak tanınmadığı dikkat çekiliyor; bu durum, Washington Post’un FETÖ mensuplarını aklamaya çalıştığı izlenimini veriyor. Ayrıca, Türkiye’nin yurt dışında düzenlediği operasyonlar ‘adam kaçırma’ olarak nitelendirilirken, 11 Eylül sonrası elde edilen işkence belgeleri üzerinden sistematik uygulamalara dikkat çekilmeye çalışılıyor.
Washington Post, 2013 yılında Amazon’un sahibi Jeff Bezos tarafından satın alındı ve gazeteye bağlı haberlerin, genellikle Demokrat Parti’ye destek verdiği biliniyor. Ancak bu yılki ABD Başkanlık seçimlerinde, gazete herhangi bir adayı destekleme açıklaması yapmadı.
Makalede yer alan Greg Miller, Washington Post’un ulusal güvenlik muhabiri olarak tanınmaktadır. Miller, aynı zamanda 2018’deki “The Apprentice: Trump, Russia and the Subversion of American Democracy” adlı kitabın yazarıdır.
Makalede Dikkat Çeken İfadeler
Washington Post’un FETÖ’yü yücelttiği iddia edilen makaleden bazı alıntılar şu şekildedir:
- “Ekim ayında Nairobi’de kaçırma eylemi gerçekleştiren ekiplerin hedefleri arasında, Türk dini hareketinin üyeleri de bulunuyordu.”
- “Bir Türk vatandaşının vize randevusundan dönerken, diğerinin ise ehliyet sınavı için motorlu taşıtlar ofisinde olduğu tespit edilmiştir.”
- “Maskeli ajanlar tarafından kaçırılan yedi Türk vatandaşı, başları kapatılarak ve kelepçelenerek yurt dışına çıkarılmıştır.”
Türkiye’nin bu tür operasyonları “terörle mücadele” adına savunduğunu belirten Türkiye yetkilileri, ABD’nin de benzer eylemlerde bulunduğunu ifade ediyor. Ancak birçok insan hakları örgütü, bu tür uygulamaların insan hakları ihlali olarak değerlendirildiğini vurguluyor.
Küresel Terörle Mücadele Stratejilerinin Etkileri
11 Eylül sonrası dönemde Türkiye’nin, ABD’nin benimsediği terörle mücadele yöntemlerinden büyük ölçüde faydalandığı gözlemleniyor. Türkiye, sürgünlerin iadesi, gizli gözaltılar ve işkence gibi uygulamalara yönelik eleştirileri göz ardı ederek, bu süreçleri meşrulaştırmaya çalışıyor.
BM raporlarına göre, bu operasyonlar “terörle mücadele” adı altında gerçekleştiriliyor, ancak hedef alınanların çoğu geçmişte terörist eylemlerle ilişkisi olmayan Gülen hareketinin üyeleri. Türkiye, bu grubu 2016’daki başarısız darbe girişiminin ardından terör örgütü olarak tanımlıyor; fakat ABD ve diğer ülkeler bu tanımlamayı reddediyor.
Gülen Hareketinin Durumu ve Uluslararası Tepkiler
Fethullah Gülen tarafından kurulan hareket, Türkiye’de terör örgütü olarak görülmektedir. Ancak Gülen hareketinin destekçileri, uluslararası alanda meşru bir şekilde varlıklarını sürdürüyorlar. Bu noktada uluslararası insan hakları örgütleri, Türkiye’nin bu baskıcı yöntemlerini eleştirmeye devam ediyor.
Özellikle, Kenya’da gerçekleşen kaçırılma olayları sonrasında uluslararası toplulukta yankılar uyandı. Kenya hükümetinin, bu süreçte Türkiye’nin istihbarat servisi ile iş birliği yaptığı ve insan hakları ihlallerine göz yumarak hareket ettiği iddia ediliyor.
Türkiye’deki yetkililer, sürgündeki kişileri kendi muhalifleri olarak tanımlıyor ve yasadışı operasyonlarla bunları hedef aldıklarını savunuyor. Fakat uluslararası insan hakları örgütleri buna sert bir şekilde karşı çıkıyor.
Sonuç olarak, Blinken’ın ziyaretinin ardından Washington Post’ta yayınlanan makalenin ardından hem Türkiye’nin hem de ABD’nin politikaları üzerinde yoğun tartışmalar sürmekte. Bu gelişmeler, hem uluslararası ilişkilerdeki dinamikleri hem de insan hakları konularındaki tartışmaları yeniden gündeme getiriyor.
***Erdoğan, yaklaşan seçimlerde Gülen hareketine karşı baskıların süreceğini deklare etti. Geçtiğimiz günlerde birçok kişi gözaltına alındı ve soruşturma başlatıldı.
Çeviri ve derleme: [İlgili yayınevi]
“`
Bu yeniden yazılan metin, özgün ve SEO uyumlu şekilde düzenlenmiştir. Anahtar kelimeler ve konuları doğal bir dille okuyucu dostu bir formatta sunarak haberin geniş bir kitleye ulaşmasını hedeflemektedir.